23 Nisan 2025 tarihinde Marmara Denizi’nde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, bölge halkı üzerinde derin psikolojik etkiler bıraktı. Bu tür doğal afetler, sadece fiziksel yıkıma yol açmakla kalmaz, aynı zamanda bireylerde travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), korku, kaygı ve uyku problemleri gibi psikolojik sorunları tetikler. Depremden sonra yaşanan yoğun artçı sarsıntılar ve belirsizlik, halkta sürekli tetikte olma hali yaratır. Bu durum, hem bireysel ruh sağlığını hem de toplumsal güven duygusunu zedeler. Özellikle travmanın hemen ardından sunulan psikolojik ilk yardım ve kriz müdahalesi, uzun vadeli psikolojik iyileşme açısından kritik öneme sahiptir. Toplumsal düzeyde dayanışma, destek grupları ve bilinçlendirme çalışmaları, deprem mağdurlarının iyileşme sürecini hızlandırır. Psikoterapi, bireylerin yaşadıkları korku ve kaygıyla baş etmelerine, yaşadıkları travmayı işleyip hayatlarına devam etmelerine yardımcı olur. Deprem gibi afetler sonrasında sağlıklı psikolojik destek ve toplum bağlarının güçlendirilmesi, yeniden güven duygusunun tesis edilmesi için hayati bir adımdır.