Toksik pozitiflik, her koşulda “iyi hissetmeliyim” ya da “olumlu düşünmeliyim” inancının abartılmasıyla ortaya çıkan, sağlıksız bir zihinsel tutumdur. Kişi üzgün, öfkeli ya da kırgın olsa dahi bu duyguları ifade etmekten kaçınır ve yerine sahte bir iyimserlik geliştirir. “Her şeyin bir nedeni vardır”, “olumlu düşün, olsun” gibi söylemler bu kültürü besler. Bu yaklaşım, bireyin duygusal deneyimlerini bastırmasına, içsel çatışma yaşamasına ve zamanla anksiyete, depresyon gibi sorunların gelişmesine neden olabilir.
Toksik pozitiflik özellikle sosyal medyada idealize edilen yaşamlarla daha da yaygın hale gelmiştir. Filtrelenmiş mutluluk, gerçek duyguları görünmez kılar. Oysa duyguları bastırmak, iyileşmeyi geciktirir. Psikoterapi süreci, kişinin zorlayıcı duygularını yargılamadan tanımasına, kabul etmesine ve sağlıklı şekilde işlemesine olanak sağlar. Gerçek iyilik hali, pozitif olmak değil; tüm duygulara yer açmakla mümkündür. Duygusal farkındalık, ruh sağlığını güçlendiren en önemli araçlardan biridir.